Kelebek hastalığı, tıp dilinde Sistemik Lupus Eritematozus (SLE) olarak bilinen kronik bir otoimmün hastalıktır. Bu rahatsızlıkta bağışıklık sistemi, normalde vücudu bakteri ve virüslerden koruması gerekirken, kişinin kendi doku ve hücrelerini yabancı olarak algılayıp onlara saldırır. Özellikle cilt, eklemler, böbrekler, kalp, akciğerler, beyin ve kan hücreleri gibi vücudun farklı bölgelerini etkileyebilmektedir.
Hastalık adını, yüzde oluşan karakteristik kelebek şeklindeki döküntüden almıştır. Bu döküntü genellikle burun üzerinden başlayıp yanakların her iki tarafına yayılmaktadır. Ancak bu belirgin işaret, her lupus hastalığı vakasında görülmeyebilmektedir. "Lupus" kelimesi Latince'de "kurt" anlamına gelirken, "eritematozus" ise Yunanca'da "kırmızı" anlamındadır. Döküntünün kızıllığını ifade eder.
Hastalık bulaşıcı değildir ve genellikle 15-45 yaş aralığında teşhis edilmektedir. Ayrıca kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Kelebek hastalığı nedir diye merak edenler için belirtmek gerekir ki, bu hastalık alevlenme ve yatışma dönemleriyle seyreder. Yani bazı zamanlarda belirtiler şiddetlenirken, diğer dönemlerde hafifler veya tamamen kaybolabilmektedir. Bununla birlikte, uygun tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile hastalar yaşam kalitelerini artırabilirler. Bu kronik hastalığın tedavisinde temel hedef, semptomları kontrol altına almak ve olası organ hasarlarını önlemektir.
Kelebek hastalığı belirtileri hastadan hastaya büyük farklılıklar gösterebilmekte ve zaman içinde değişkenlik sergileyebilmektedir. Bazı hastalar hafif semptomlar yaşarken, diğerleri daha şiddetli belirtilerle karşılaşabilmektedir. Belirtiler genellikle alevlenme ve yatışma dönemleri arasında gidip gelir. Bu da hastalığın öngörülemez bir yapıya sahip olmasına neden olur.
En karakteristik belirtilerinden biri yüzde, burun sırtında ve yanaklarda görülen kelebek şeklindeki kızarıklıktır. Bu döküntü, lupus hastalığı vakalarının yaklaşık %50-60'ında görülen güneş ışığına karşı aşırı duyarlılık (fotosensitivite) sonucunda daha da belirginleşebilmektedir. Ayrıca vücudun farklı bölgelerinde döküntüler, pullanmalar ve cilt lezyonları ortaya çıkabilmektedir.
Eklemlerde ağrı ve şişlik, kelebek hastalığı belirtileri arasında oldukça yaygındır. Lupus hastalarının yaklaşık %90'ında ilk belirti olarak eklem problemleri görülmektedir. Özellikle el ve ayakların küçük eklemlerini, el bileği, dirsek ve ayak bileklerini etkileyen eklem ağrıları genellikle simetrik olarak ortaya çıkar ve sabahları daha belirgindir.
Hastalar şu belirtilerin bir kısmını veya tamamını yaşayabilirler:
Kelebek hastalığı neden olur sorusuna yanıt ararken, belirtilerin vücudun bağışıklık sisteminin kendi dokularına saldırması sonucu ortaya çıkan iltihaplanmadan kaynaklandığını bilmek önemlidir. Hastaların üçte birinde, bir başka otoimmün hastalık daha görülebilmektedir. Belirtilerin şiddeti ve türü, hastalığın hangi organ ve dokuları etkilediğine bağlı olarak değişir. Bununla birlikte, erken teşhis ve doğru tedavi, belirtilerin kontrol altına alınmasında büyük önem taşır.
Beslenme düzeni, kelebek hastalığı tedavisinde ilaç tedavisi kadar önemli bir role sahiptir. Doğru beslenme alışkanlıkları, hastalığın semptomlarını hafifletmekte ve yaşam kalitesini artırmakta büyük önem taşır.
Anti-inflamatuar gıdalar, öncelikli tercih edilmelidir. Özellikle omega-3 yağ asitlerinden zengin olan somon, sardalya, uskumru ve hamsi gibi yağlı balıklar, chia tohumu, keten tohumu ve ceviz gibi bitkisel kaynaklar vücuttaki iltihap seviyesini dengelemeye yardımcı olur. Ayrıca zeytinyağı, yeşil yapraklı sebzeler, brokoli ve meyveler bağışıklık sistemini destekler. Vücudu iltihaba karşı korur.
Bunun yanı sıra, kelebek hastalığı olan bireyler için kalori kısıtlaması da önemlidir. Bazı çalışmalarda, günlük alınan kalorinin %30-40 oranında kısıtlanmasının yaşam süresine olumlu etkisi olduğu ve kanda inflamasyon belirteçlerini baskıladığı bulunmuştur. Bu kısıtlama aynı zamanda böbrek hastalığı riskini de azaltmaktadır.
Beslenmenin hastalık üzerindeki etkisi de çok yönlüdür. Hastalar şunlara dikkat etmelidir:
Sonuç olarak, kelebek hastalığı yönetiminde beslenme dört temel noktada önem kazanır: enflamasyonu azaltmak, kiloyu sağlıklı aralıkta tutmak, ilaç yan etkilerini azaltmak ve organları korumak. Doğru beslenme düzeni ile hastalığın semptomları hafifletilebilir ve daha kaliteli bir yaşam sürdürülebilir.
Kelebek hastalığı yönetiminde kaçınılması gereken bazı besinler, hastaların semptomlarını şiddetlendirebilmekte ve tedavinin etkinliğini azaltabilmektedir. Doğru beslenme rejiminde nelerin tüketilmemesi gerektiğini bilmek, hastalıkla mücadelede büyük önem taşır.
Lupus hastalığı olan kişilerin uzak durması gereken ilk gruptadır. Özellikle böbrek tutulumu olan hastalarda, fazla sodyum vücutta birikerek tansiyonun yükselmesine ve böbrek fonksiyonlarının daha da kötüleşmesine neden olabilmektedir. Bu nedenle konserve yiyecekler, hazır çorbalar, salam, sosis, jambon gibi şarküteri ürünleri, sakatatlar, tuzlu peynirler, krakerler, hazır yufka, hazır salata sosları, katkılı salçalar, kabartma tozu, ketçap, mayonez ve turşu gibi besinlerden kaçınılmalıdır.
İnflamatuar besinler de kelebek hastalığı semptomlarını artırabilmektedir. İnek sütü yüksek oranda yağ, sodyum, protein ve kolesterol içerdiğinden bilim adamları tarafından tartışılan bir konudur. Bunun yanı sıra doymuş yağlar içeren besinler vücutta iltihabı ve kolesterolü yükseltir. Hindistan cevizi, kakao yağı gibi bitkisel doymuş yağlar ile krema, kaymak, margarin ve kuyruk yağı gibi hayvansal doymuş yağlardan uzak durulmalıdır.
Aşırı protein alımı hastalarda riskli olabilmektedir. Böbrek tutulumu olan hastalarda protein alımı günde kilo başına 0,6 gram olarak sınırlandırılmalıdır. Gluten içeren gıdalar, paketli ürünler, fast food besinler ve şekerli besinlerden de uzak durulmalıdır. Bunlara ek olarak:
Sonuç olarak, dengeli ve doğru beslenme, hastalık semptomlarının kontrol altına alınmasında ve yaşam kalitesinin artırılmasında kritik rol oynar.
Omega-3 yağ asitlerinden zengin yağlı balıklar (somon, sardalya, uskumru), chia tohumu, keten tohumu ve ceviz gibi anti-inflamatuar gıdalar tercih edilmelidir. Ayrıca zeytinyağı, yeşil yapraklı sebzeler ve meyveler de bağışıklık sistemini destekler.
Hastalar enfeksiyon ve koroner kalp hastalığı riskine karşı dikkatli olmalı, güneşten korunmalı, sodyum tüketimini azaltmalı, doymuş yağlardan kaçınmalı ve düşük glisemik indeksli gıdaları tercih etmelidir. Ayrıca, düzenli doktor kontrolü ve ilaç tedavisine uyum önemlidir.
Yüksek sodyum içeren besinler, süt ve süt ürünleri, doymuş yağlar, gluten içeren gıdalar, paketli ürünler, fast food ve şekerli besinlerden uzak durulmalıdır. Ayrıca kızartılmış yiyecekler, trans yağlar ve aşırı kafein tüketimi de sınırlandırılmalıdır.
Kelebek hastalığının kesin bir tedavisi yoktur, ancak semptomları kontrol altına almak ve yaşam kalitesini artırmak mümkündür. Doğru ilaç tedavisi, sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri ile hastalık yönetilebilmektedir.
Beslenme, kelebek hastalığı yönetiminde kritik bir role sahiptir. Doğru beslenme düzeni, enflamasyonu azaltmaya, kiloyu kontrol altında tutmaya, ilaç yan etkilerini azaltmaya ve organları korumaya yardımcı olur. Bu sayede hastalığın semptomları hafifletilebilmekte ve yaşam kalitesi artırılabilmektedir.
Diyetisyen Ece Kirmit web sitesi ve sosyal medya kanallarında bulunan içerikler bilgilendirme amaçlıdır. Tedavi, tanı ve bilgi için iletişime geçiniz.
@ 2023 Tüm Hakları Saklıdır.