Kinoa gezegendeki en sağlıklı ve besleyici gıdalardan biri olarak kabul edilmektedir. 5.000 yıldan uzun süredir And Dağları'ndaki yerli halklar tarafından yetiştirilmektedir. Bu süper tohum, 9 temel amino asidin tamamını içeren nadir bitkisel gıdalardan biridir. Gluten içermediği için çölyak hastaları için de mükemmel bir alternatiftir. Aslında, 3.000'den fazla çeşide sahip ve en yaygın türleri beyaz, kırmızı ve siyah renklerde bulunmaktadır.
Kinoa, aslında tahıl gibi görünse ve kullanılsa da botanik açıdan ıspanak ve pancar gibi bitkilerin de yer aldığı Chenopodioideae alt familyasından gelen bir bitkidir. Keçuva dilindeki "kinua" sözcüğünün İspanyolca söylenişinden türemiş olan kinoa nedir sorusunun cevabı, yenilebilir tohumları için tarımı yapılan ve 1-2 metreye kadar uzayabilen uzun ömürlü bir bitki olmasıdır.
Tarihsel olarak And Dağları'nda M.Ö. 3000-5000 yıllarından beri yerliler tarafından yetiştirildiği bilinmektedir. Arkeolojik verilere göre ise günümüzden 5.200 ila 7.000 yıl öncesine kadar insanlarca doğadan toplanarak tüketilmekteydi. Özellikle İnkalar tarafından hem günlük besin kaynağı olarak hem de dini törenlerde kullanılan kinoa, "bütün tahılların anası" olarak da anılmaktadır.
Beyaz, kırmızı ve siyah olmak üzere en çok tüketilen üç ana çeşidi bulunmaktadır. Bunların yanında sarı, gri, turuncu renklerde de çeşitleri mevcuttur. En yaygın ve kısa sürede pişirilebilen türü beyaz kinoa iken, lezzeti açısından kırmızı olan ön plandadır. Siyah çeşidi ise gevrek yapısıyla bilinmektedir. Tohum olarak tanımlanan kinoa taneleri, pirinç veya bulgura benzer şekilde pişirilmektedir. Çok çeşitli yemeklerde kullanılabilmektedir. Ayrıca genç kinoa yaprakları da ıspanak gibi sebze olarak tüketilebilmektedir.
2013 yılı, Birleşmiş Milletler Tarım Örgütü tarafından "Uluslararası Kinoa Yılı" ilan edilmiştir. Bu durum, besleyici değerinin küresel olarak tanınmasına önemli katkıda bulunmuştur. Günümüzde çoğunlukla Peru ve Bolivya'da olmak üzere ABD, Kanada, İtalya, İsveç ve Hindistan da dahil dünyanın birçok ülkesinde yetiştirilmektedir.
Günümüzde popülerliği gittikçe artan kinoa, içerdiği zengin besin değerleri sayesinde sağlığımıza birçok fayda sağlar. Bu süper tohumun vücudumuza sunduğu faydaları detaylı olarak inceleyelim.
Lif bakımından oldukça zengin bir besindir. Bu sayede tokluk süresini uzatıp iştahı bastırma özelliğine sahiptir. İçerdiği yüksek protein ve lif, metabolizmayı hızlandırarak kişiyi enerjik tutmaya yardımcı olur. Pişmiş 185 gramında, 5.18 gram lif bulunmaktadır. Bu miktar bir yetişkinin günlük lif ihtiyacının yaklaşık %15'ini karşılar. Özellikle kinoa faydaları arasında uzun süre tok tutması, kilo verme sürecinde dengeli bir öğün oluşturmak için ideal bir seçenek olmasını sağlar. Ancak sadece kinoa yiyerek zayıflamak mümkün değildir.
Doymamış yağ asitleri içermesiyle, kolesterol seviyelerinin düşmesine yardımcı olarak kalp hastalıkları riskini azaltır. Ayrıca potasyum içeriği yüksek olan bu besin, kan basıncını düzenlemeye yardımcı olabilmektedir. Yeterli miktarda potasyum alımı, yüksek tansiyon riskini azaltabilmektedir. Bunun yanı sıra, betain içeriği sayesinde homosistein düzeylerini düzenleyerek koroner kalp hastalıklarını önlemeye katkı sağlar.
Antioksidanlar açısından oldukça zengindir. Özellikle E vitamini bakımından zengindir. Bu sebeple, koroner kalp hastalıkları, kanser ve göz bozukluklarının oluşma riskini düşürür. Bununla birlikte kuersetin ve kaempferol bileşikleri kinoada bol miktarda bulunur. Bu sayede anti-inflamatuar, anti-viral, anti-kanser ve anti-depresan etkilere sahiptir. Araştırmalar, günlük 25 gram kinoa tüketiminin önemli bir antioksidan olan glutatyon seviyelerini artırdığını göstermiştir.
Glutensiz bir besin olması sayesinde çölyak hastalığı veya gluten hassasiyeti olan kişiler için güvenli bir alternatiftir. Kinoa nasıl tüketilir sorusuna cevap olarak; pirinç gibi pilav yapılabilmekte, salataya eklenebilmektedir. Una işlenerek krep, makarna, bisküvi, ekmek gibi çeşitli gıdalara dönüştürülebilmektedir. Araştırmalar, kinoanın çölyak hastalarında tolere edildiğini ve hatta gastrointestinal bulgularda iyileşme sağladığını göstermiştir.
Kinoa ne işe yarar diye merak edenler için en önemli faydalarından biri kan şekeri ve kolesterol dengesine olumlu etkisidir. Düşük glisemik indekse sahip olması nedeniyle, kan şekeri seviyelerinin hızla yükselmesini engeller. Fareler üzerinde yapılan araştırmalar, faydaları arasında bulunan polifenol adlı mikro besin maddesinin kan şekeri düzeylerini düşürebildiğini göstermiştir. Ayrıca kinoa besin değerleri arasında yer alan lif içeriği sayesinde LDL kolesterol seviyelerini düşürebilmektedir. Toplam kolesterol seviyelerinin dengelenmesine yardımcı olabilmektedir.
Beslenme dünyasının yıldızı olarak anılan kinoa, olağanüstü besin profili ile diğer tahıllardan ayrılıyor. Pişmiş kinoanın 100 gramında yaklaşık 120 kalori, 21.3 gram karbonhidrat, 4.4 gram protein, 1.92 gram yağ ve 2.8 gram lif bulunmaktadır.
En dikkat çekici özelliklerinden biri, tam protein kaynağı olmasıdır. Diğer bitkisel gıdaların aksine, vücudumuzun üretemediği tüm temel amino asitleri içerir. Bu özelliği ile özellikle vejetaryen ve veganlar için değerli kılıyor. Pişmiş bir kase (185 gram) kinoa, 8 gram kaliteli protein sağlar. Besin değerleri içinde protein kalitesi, süt proteinleriyle karşılaştırılabilir düzeydedir. Biyolojik değeri ise (%73) sığır etine benzer şekilde yüksektir.
Lif açısından olağanüstü zengin olan pişmemiş kinoanın 100 gramında 10-16 gram lif bulunmaktadır. Bu da çoğu tahıldan iki kat daha fazladır. Ayrıca lifli yapısı sayesinde uzun süre tok tutar. Sindirim sisteminin düzenli çalışmasına da katkıda bulunur. Çözünür lif içeriği 100 gram başına 1.5 gram olan kinoa, kan şekeri seviyelerini dengelemeye, kolesterolü düşürmeye ve kilo kontrolüne yardımcı olur.
A, B, C, E ve K vitaminleri başta olmak üzere vitamin deposudur. Özellikle piridoksin (B6) ve folik asit bakımından zengindir. Bunun yanı sıra mineraller açısından da zengindir. Magnezyum, demir, potasyum, fosfor, çinko, bakır ve manganez gibi mineralleri bolca içerir. Bir porsiyon pişmiş kinoa tohumu faydaları arasında, günlük magnezyum ihtiyacının %30'unu karşılayabilmesi de vardır.
Glisemik indeksi yaklaşık 53'tür, bu da düşük kabul edilmektedir. Dolayısıyla kinoa tüketimi kan şekerini hızlı yükseltmez. Bununla birlikte karbonhidrat içeriği de yüksektir. Bu nedenle düşük karbonhidratlı diyet yapanlar için büyük miktarlarda tüketilmesi uygun değildir. Karbonhidratların çoğu nişasta kaynaklı olduğundan, yavaşça sindirilir ve kan şekerinin dengeli yükselmesini sağlar.
Besleyici değerleri ve sağlık faydalarının yanında kinoa tüketiminde bazı önemli noktalara dikkat etmek gerekiyor. Özellikle bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olabildiğinden, dikkatli kullanılması önerilmektedir.
Dış kabuğunda bulunan saponin adı verilen doğal bir kimyasal, bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olabilmektedir. Bu durumlarda kurdeşen, kuruma, nefes darlığı, öksürük, yutma güçlüğü ve mide krampları gibi belirtiler görülebilmektedir. Acı tada sahip saponinlerden kurtulmak için pişirmeden önce soğuk suyla iyice yıkamak önemlidir. Alerjik reaksiyon yaşayanların, kullanmadan önce mutlaka doktora danışması gerekir.
Yüksek miktarda fitik asit içerir. Bu madde demir, çinko gibi minerallerin emilimini azaltabilmektedir. Bununla birlikte, pişirmeden önce suda bekletmek fitik asit içeriğini azaltabilmekte ve minerallerin biyoyararlanımını artırabilmektedir. Ayrıca besin değerleri arasında bulunmayan oksalat da kalsiyum emilimini azaltabilmektedir. Özellikle tekrarlayan böbrek taşı problemi olan kişilerin kinoa tüketiminde dikkatli olması gerekir.
Sağlıklı bir beslenme düzeninde günde bir kaseden (yaklaşık 90-180 gram) fazla tüketilmemesi önerilmektedir. Kilo verme diyeti uygulayan kişilerin, kinoanın bir karbonhidrat kaynağı olduğunu unutmamaları ve diyetisyen kontrolünde tüketmeleri daha doğrudur. Ancak düşük glisemik indekse sahip olduğundan, diyabet ve kalp hastalığı gibi kronik rahatsızlıkları olanlar için güvenli bir seçenektir.
Kinoa tohumu faydaları ile öne çıksa da, bulgurla karşılaştırıldığında bazı farklılıklar göze çarpar.
Besin Öğesi | Bulgur (100 g) | Kinoa (100 g) | Açıklama |
---|---|---|---|
Protein | 12 g | 9 g | Bulgur daha fazla protein içerir. |
Karbonhidrat | 75 g | 21 g | Kinoa, karbonhidrat açısından daha düşüktür. |
Lif | Yüksek | Orta | Bulgur, kinoaya göre yaklaşık iki kat daha fazla lif içerir. |
Gluten | Var | Yok | Kinoa glutensizdir, çölyak hastaları için uygundur. |
Amino Asit | Eksik | Tam | Kinoa, 9 temel amino asidin tamamını içerir. |
Sonuç olarak, kinoanın besin değerleri ve sağlık faydaları göz önüne alındığında, dengeli ve bilinçli bir şekilde tüketildiğinde sağlığımıza önemli katkılar sağlayacağı kesindir. Dolayısıyla, bu besleyici tohumu çeşitli tariflerde kullanarak günlük beslenme rutininize dahil etmeyi düşünebilirsiniz.
And Dağları'nda binlerce yıldır yetiştirilen, protein bakımından zengin bir tohumdur. Tüm temel amino asitleri içermesi, gluten içermemesi ve yüksek vitamin-mineral içeriği nedeniyle süper besin olarak kabul edilir.
Kalp sağlığını destekler, kan şekerini dengeler, kilo kontrolüne yardımcı olur ve antioksidan özellikleri sayesinde vücudu korur. Ayrıca çölyak hastaları için güvenli bir besin kaynağıdır.
Pilav gibi pişirilebilir, salatalara eklenebilir veya un haline getirilerek çeşitli yemeklerde kullanılabilir. Günlük tüketim miktarı bir kaseyi (90-180 gram) geçmemelidir.
Tüketmeden önce saponinleri gidermek için iyice yıkanmalıdır. Bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olabileceğinden dikkatli olunmalıdır. Ayrıca yüksek fitik asit içeriği nedeniyle mineral emilimini etkileyebilmektedir.
Bulgur gluten içerir ve daha yüksek protein ve lif içeriğine sahiptir. Ayrıca, daha yüksek karbonhidrat içerir. Kinoa ise gluten içermez. Tüm temel amino asitleri içerirken, daha düşük karbonhidrat içeriğine sahiptir.
Diyetisyen Ece Kirmit web sitesi ve sosyal medya kanallarında bulunan içerikler bilgilendirme amaçlıdır. Tedavi, tanı ve bilgi için iletişime geçiniz.
@ 2023 Tüm Hakları Saklıdır.