Duygusal Beslenme Nedir, Nasıl Önlenir?

Duygusal Beslenme Nedir, Nasıl Önlenir?
  • 18 Ağustos 2025

Duygusal Beslenme Nedir, Nasıl Önlenir?

Yapılan araştırmalara göre insanların normalden fazla yemek yemesinin %75'i duygusal durumlara bağlıdır. Duygusal beslenme, stres, üzüntü veya öfke gibi duygusal durumlarla başa çıkmak için yiyeceklere yönelmeyi ifade eder. Aslında çoğumuz farkında olmadan duygularımızı yemekle bastırmaya çalışıyoruz ve bu durum, sağlıksız beslenme alışkanlıklarına ve kilo almaya neden olabilmektedir.

Duygusal Beslenme Nedir?

Duygusal beslenme, fiziksel bir açlık hissi olmaksızın duygulardan kaynaklı bir şekilde gıda alımına yönelmektir. Aslında bu, vücudun değil, ruhun açlığıdır. Herhangi bir fiziksel belirti göstermeden, sadece bir duygu karşısında aniden beliren ve bazen fark bile edemediğimiz duygulardan kaynaklanan bir açlıktır. Duygusal yeme davranışı sürekli yemek yeme isteği veya tıkınırcasına yeme davranışlarına dönüştüğünde, bu duruma Duygusal Yeme Bozukluğu adı verilmektedir.

Duygusal açlık, öfke, stres, yalnızlık, kıskançlık, mutluluk gibi olumlu veya olumsuz duygularla tetiklenen, fiziksel açlıkla ilgisi olmayan ani yeme isteğidir. Genellikle çikolata, cips, tatlı gibi yüksek şeker ve yağ içeren besinlere yönelimle görülmektedir. Bu yeme davranışı geçici bir rahatlama sağlasa da uzun vadede pişmanlık ve doyumsuzluk hissi yaratır. Fiziksel açlıktan farklı olarak mide kazınması gibi belirtiler göstermemektedir. Kişi yeni yemek yemiş olsa bile duygularını bastırmak için yemeye devam edebilmektedir. Bu beslenme, yemeği bir kaçış ya da rahatlama aracı olarak görme eğilimiyle ilişkilidir.

Duygusal Yeme Bozukluğunun Belirtileri

Duygusal beslenme belirtilerini tanımak, bu sorunu çözmek için atılacak ilk adımdır. Fiziksel açlık ile duygusal açlık arasındaki farkı ayırt etmek oldukça önemlidir.

Öncelikle, duygusal açlık nedir sorusunun en belirgin yanıtı, ani başlaması ve herhangi bir fiziksel belirti vermemesidir. Normal fizyolojik açlık yavaş yavaş gelişirken, duygusal beslenme aniden ortaya çıkar ve genellikle belirli bir tetikleyici duygu ile ilişkilidir.

Duygusal beslenme sorunu yaşayan kişilerde şu belirtiler görülmektedir:

  • Aç olmadan yemek yeme: Fiziksel açlık hissetmeden, özellikle stresli veya kaygılı anlarda yemek yeme eğilimi
  • Belirli gıdalara aşırı düşkünlük: Genellikle şekerli, yağlı veya karbonhidrat açısından zengin yiyeceklere yönelme
  • Yemek sonrası suçluluk: Yeme eylemi sonrasında belirgin suçluluk ve pişmanlık hissi
  • Yalnızken yemek yeme: Sosyal ortamlarda yemek yerine, yalnız kalındığında gizlice yeme davranışı
  • Duygusal uyaranlarla tetiklenen açlık: Stres, endişe, kaygı, öfke veya can sıkıntısı gibi durumlarda besin alma isteğinde artış

Duygusal yeme bozukluğu olan bireyler genellikle ani yeme krizleri yaşar, açlığa toleransları düşüktür. Özellikle karbonhidrat ağırlıklı gıdalara yönelirler. Açlık hissi aniden gelirken doygunluk hissine geç ulaşırlar. Kendi yeme davranışlarının farkında olsalar da bu dürtüyü kontrol etmekte zorlanırlar. Bu durum çaresizlik, kaygı ve kilo alma korkusuna neden olabilmektedir. Bu endişeler, diyet ürünlerine yönelme veya madde kullanım riskini artırabilmektedir..

Bu kişiler sıklıkla yemekle duygusal bir bağ kurar. Yediklerinde geçici bir rahatlama hissederler. Ancak sonrasında pişmanlık, suçluluk ve üzüntü gibi olumsuz duygular ortaya çıkar. Savunmacı davranışlar sergileyebilir, yeme alışkanlıkları hakkında konuşmaktan kaçınabilirler. Duygusal yeme ile depresyon arasında sıkı bir ilişki vardır. Bu durum, zamanla beden algısında bozulma, kendini beğenmeme ve aşırı kilo takıntısına yol açabilmektedir.

Duygusal Açlığın Nedenleri

Psikolojik ve fizyolojik birçok faktör duygusal beslenme alışkanlıklarının oluşmasında rol oynar. Bu faktörleri anlamak, sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturmak için önemli bir adımdır.

Çocuklukta Öğrenilen Yeme Alışkanlıkları

Çocukların yeme alışkanlıkları doğrudan veya dolaylı olarak ailenin, özellikle anne ve babanın beslenme alışkanlıklarından etkilenir. Çocuklar evde anne-babalarını, bakıcılarını ve diğer büyüklerini taklit ederler. Alanında uzman araştırmacılar, yemekle sağlıksız ilişki kuran ebeveynlerin çocuklarının da yemekle sağlıksız bir ilişki kurduklarını ortaya koymuştur. Özellikle annenin, çocuğu sakinleştirmek için yemek kullanması, çocuğun ileriki yaşlarda açlık-tokluk gibi içsel uyaranları tanımlayamamasına neden olabilmektedir. Bu nedenle, yetişkin olduklarında her türlü stres durumunda yeme davranışına yönelirler.

Duygusal Beslenme Nedir, Nasıl Önlenir?

Stres ve Kaygı ile Başa Çıkma Yöntemi Olarak Yemek Yeme

Stresli olduğumuzda bedenimiz kortizol adı verilen bir hormon salgılar. Kortizol, beyni daha fazla enerjiye ihtiyaç olduğuna ikna ederek yeme isteğini artırabilmektedir. Duygusal yeme, kişinin stresli veya zorlayıcı durumlar karşısında yemek yeme davranışını kontrol edememesi durumudur. Yapılan bir araştırmada, hastaların sorun çözme ve stresle baş etme becerileri azaldıkça duygusal açlık eğiliminin arttığı belirlenmiştir. Buna ek olarak, yoğun iş temposu, maddi sorunlar ya da kişisel ilişkilerde yaşanan zorluklar stres seviyelerini artırabilmektedir. Bu durum yüksek kalorili yiyeceklere olan arzuyu artırır.

Hormonal ve Biyolojik Etkiler

Duygusal açlık nedir sorusunun cevaplarından biri de hormonal ve biyolojik etkenlerdir. Karbonhidrat oranı yüksek, protein oranı düşük gıdaların kandaki triptofan seviyesini yükseltip beyindeki serotonerjik sistemlerdeki hareketliliği artırdığı görülmüştür. Serotonin de mutlu hissetmemize yardımcı olur. Aynı şekilde, yağ bakımından zengin besinler hipotalamik-pitüiter adrenal aksını etkileyerek stres düzeyinin düşmesini sağlar. Dolayısıyla, serotonin seviyelerindeki düşüş duygusal durumları ve yeme davranışını etkileyebilmektedir. Leptin ve ghrelin gibi iştah düzenleyici hormonların dengesizliği de bu duruma yol açabilmektedir.

Toplumsal ve Kültürel Faktörler

Günümüzde, sosyal medya ve toplumun dayattığı beden algısı, bireylerin kendi bedenlerine yönelik olumsuz düşünceler geliştirmesine neden olabilmektedir. İdeal vücut imajı, moda dünyasının ve medyanın yarattığı güzellik algısı, diyet yapmanın özendirilmesi gibi kültürel faktörler de duygusal beslenme bozukluğu gelişiminde etkilidir. Özellikle toplumsal baskılar, aile içi çatışmalar ve iş stresi, kişilerin duygusal durumlarını etkileyebilmektedir. Bu duygularla başa çıkmak için duygusal yeme gibi sağlıksız başa çıkma mekanizmaları tercih edilebilmektedir. Ayrıca, çevresel faktörlerin de yeme bağımlılığı üzerinde ciddi bir etkisi vardır. Bu etkinin çoğu besin endüstrisi ile ilişkilidir.

Duygusal Beslenme Nasıl Önlenir?

Duygusal beslenme alışkanlıklarını kontrol altına almak için bazı etkili stratejiler bulunmaktadır. Bu stratejileri günlük hayatınıza entegre ederek duygusal yeme döngüsünü kırabilirsiniz.

Fiziksel ve Duygusal Açlığı Ayırt Etme

Öncelikle, gerçek açlık ile duygusal açlık arasındaki farkı anlamak önemlidir. Fiziksel açlık yavaş yavaş gelişir ve herhangi bir yiyecekle giderilebilmektedir. Duygusal açlık ise aniden ortaya çıkar ve genellikle belirli yiyeceklere yönelir. Fiziksel açlıkta, midenizde guruldama ve enerji düşüklüğü gibi belirtiler hissedersiniz. Kendinize "Gerçekten aç mıyım?" sorusunu sorarak bu ayrımı yapabilirsiniz.

Yeme Günlüğü Tutma Alışkanlığı

Beslenme günlüğü tutmak, duygusal beslenme farkındalığını artırmada etkili bir yöntemdir. Ne yediğinizi, ne zaman yediğinizi ve o andaki duygularınızı not edin. Günlük tutanların daha sağlıklı ve dikkatli beslendiği araştırmalarla kanıtlanmıştır. Beslenme günlüğü hangi duyguda ne tür yiyeceklere yöneldiğinizi görerek tetikleyicilerinizi belirlemenizi sağlar.

Alternatif Başa Çıkma Yöntemleri Geliştirme

Duygusal yeme isteği geldiğinde dikkatinizi farklı aktivitelere yönlendirmek etkili bir stratejidir. Kitap okumak, müzik dinlemek, yürüyüşe çıkmak, dans etmek veya meditasyon yapmak gibi alternatif aktiviteler deneyin. Stresli anlarda yapabileceğiniz en az 10 maddeden oluşan bir liste hazırlayın. Bu listeyi de göz önünde bulundurun.

Sağlıklı Atıştırmalıklar Tercih Etme

Yeme isteği bastırılamadığında, en azından sağlıklı alternatifler seçmek önemlidir. Cips ve çikolata yerine taze meyve, yağsız yoğurt, bir avuç fındık veya patlamış mısır gibi daha sağlıklı atıştırmalıklar tercih edin. Mutfağınızda sizi yoldan çıkaracak gıdaları bulundurmamaya özen gösterin.

Uyku ve Egzersiz Düzeni Oluşturma

Düzenli egzersiz yapanların duygusal yeme davranışlarının egzersiz yapmayanlara göre daha düşük düzeyde olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Egzersiz, stres ve kaygıya karşı olumlu etkiler göstererek duygusal açlık kontrolünü sağlar. Bunun yanı sıra, yetersiz uyku hormonal dengeyi bozabilmekte ve açlık hissini artırabilmektedir. Her gece 8 saat uyumayı hedefleyin. Yeterli uyku, iştah kontrolüne yardımcı olur ve yeme isteğini azaltır.

Tüm bu yöntemleri uygulamanıza rağmen duygusal beslenme ile başa çıkmakta zorlanıyorsanız, bir diyetisyen veya psikolog desteği almaktan çekinmeyin.

Sık Sorulan Sorular

  • Duygusal Açlık Nedir ve Nasıl Fark Edilir?

    Duygusal açlık, fiziksel bir ihtiyaç olmadan duygusal nedenlerle yemek yeme isteğidir. Genellikle aniden ortaya çıkar, belirli yiyeceklere yönelir ve yedikten sonra pişmanlık hissi oluşturur. Fiziksel açlıktan farklı olarak, mide guruldaması gibi belirtiler göstermez.

  • Duygusal Beslenmenin En Yaygın Nedenleri Nelerdir?

    Duygusal beslenmenin yaygın nedenleri arasında çocuklukta öğrenilen yeme alışkanlıkları, stres ve kaygıyla başa çıkma yöntemi olarak yemeğe yönelme, hormonal dengesizlikler ve toplumsal baskılar yer alır. Özellikle stres, depresyon ve kaygı gibi duygusal durumlar bu davranışı tetikleyebilir.

  • Duygusal Beslenmeyi Önlemek İçin Hangi Stratejiler Etkilidir?

    Duygusal beslenmeyi önlemek için yeme günlüğü tutmak, fiziksel ve duygusal açlığı ayırt etmeyi öğrenmek, stresle başa çıkmak için alternatif yöntemler geliştirmek, sağlıklı atıştırmalıklar tercih etmek ve düzenli egzersiz yapmak etkili stratejilerdir. Ayrıca yeterli uyku almak da önemlidir.

  • Duygusal Beslenme Alışkanlığı Nasıl Kırılabilir?

    Duygusal beslenme alışkanlığını kırmak için öncelikle farkındalık geliştirmek önemlidir. Yeme isteği geldiğinde alternatif aktivitelere yönelmek, sağlıklı atıştırmalıklar tercih etmek ve stres yönetimi tekniklerini uygulamak etkili olabilir. Gerektiğinde bir uzman desteği almak da faydalı olacaktır.

  • Duygusal Beslenme ile Fiziksel Açlık Arasındaki Fark Nedir?

    Fiziksel açlık yavaş yavaş gelişir ve herhangi bir yiyecekle giderilebilirken, duygusal açlık aniden ortaya çıkar ve genellikle belirli yiyeceklere yönelir. Fiziksel açlıkta mide guruldaması gibi belirtiler hissedilirken, duygusal açlıkta bu tür fiziksel belirtiler yoktur ve genellikle yemek sonrası pişmanlık hissi oluşur.

Popüler Makaleler

Son Makaleler

Popüler Tarifler

Son Tarifler

Diyetisyen Ece Kirmit web sitesi ve sosyal medya kanallarında bulunan içerikler bilgilendirme amaçlıdır. Tedavi, tanı ve bilgi için iletişime geçiniz.

@ 2023 Tüm Hakları Saklıdır.

Şimdi Arayın

Randevu Alın

Whatsapp

Randevu Alın